Söyleşi Yönetmen Gökçin Dokumacı ve Yapımcı Alper Kaya’nın tanıtılmasıyla başladı. Dokumacı ve Kaya belgesel filmin nasıl ortaya çıktığını anlattı. Kaya, “Akli melekelerini kaybetmiş insanları takip ederek bu noktada hikaye yaratmak istedik” diye konuştu. 

"İnsanların Kafasındaki Deli Gerçektekiyle Örtüşmüyor"

 Konuşmanın devamını devralan Dokumacı, filmde akıl hastalarının yanında gerçek oyuncuların da var olduğunu söyledi. Yönetmen, “Herkesin kafasında bir deli imajı var. Elinde direksiyon, kafasında huni olan kişiler canlanıyor kafada. Öyle bir imaj olduğu için biraz kontrast yaratmak istedik. Filmimizde izlediğiniz insanlar hiç öyle değil. Dışarıdan baktığınızda belki bazılarını anlayamazsınız.” dedi.  İnsanların kafasındaki deli imajının gerçektekiyle örtüşmediğini vurgulayan Dokumacı, “Hatta filmimizde oynayan oyuncular arasında Hatice Aslan, Tülin Özen ve Alican Yücesoy var. Oyunculuk anlamında çok başarılı olmalarına rağmen onlar bile gerçek bir delinin yanında çok yapay olabiliyorlar.” diye ekledi.

Öğrencilere mesleki anlamda tavsiyeler de veren Dokumacı, “Çekeceğiniz belgesel, televizyon odaklı tarihi değilse yeni bir şey yapmak için yapacağınız bir belgesel ise çok ciddi bir araştırma yapmanın çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum.” dedi. Keşfetmek ve öğrenmek adına yoluna çıkıldıysa çok fazla da bilmemek gerektiğini vurguladı.

Belgesel filmin yapım kısmıyla ilgili bilgiler veren Kaya, “Dertlerimizi anlatmak için yapımcı bulamadığımızdan dolayı kendim yapımcı oldum.” dedi. Film çekmenin maddi meblağlardan dolayı zorlaştığına değindi. Kaya, eldeki imkanlarla uygun bir şeyler yaratılması gerektiğini söyledi.

Söyleşi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nigar Pösteki’nin katılımcılara teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu.

Muhabir: Hacer Yılmaz