Spor dünyasının farklı mevkileri

Mesleğine yıllarını vermiş bir spor spikerinden çok şey öğrenmek mümkün. Spor gündemi, spor medyası ve mesleki gelişimle ilgili önemli bilgiler ve tüyolar bu söyleşide sizlerle.

Bu Gönderiyi Paylaş

Spor sektörünü, spikerlik alanını, çoğu insanın ilgiyle ve merakla takip ettiği Dünya Kupası’nı TRT Spor Spikeri Erdoğan Arıkan’a sorduk. Yıllardır TRT’de spikerlik yapan Arıkan,  diksiyon eğitimi veriyor ve çeşitli seminerlerde gençlerle buluşuyor. Meslekteki yerini, bunu gerçekten başarabileceğine inanan ve gerçekten isteyen kişilere bırakmak istediğini belirten sunucu, “Gençlerle buluşmak, bu alanda yönelmek isteyenlere katkı sağlamak benim için çok önemli.” ifadelerini kullandı. 

SPOR SPİKERLİĞİ VE MEDYASI

Spor spikerliği alanından bahseder misiniz?

Spor spikerliği, bir yarışmayı, bir spor olayını en güzel şekilde aktarmaktır. Bizim işimiz aktarmak. Hangi spor dalını anlatıyorsak onu doğru anlamak, algılamak, bilmek. Spor spikerliği diyince Türkiye’de daha çok futbol spikerliği anlaşılıyor ama spor spikerliği çok geniş bir kavram. Bütün olimpik dalları kapsayan, onların anlatılmasını kapsayan bir alan. TRT’de futbol anlatan spikerlerin  yanında başka dallarda var. Basketbol anlatır, tenis anlatır. Dolayısıyla anlattığı her şeye hakim olan, kendince en az 3-4 branşı bilen ve bunları en doğru en güzel anlatan, hem içerik olarak hem ses tınısıyla doğru aktarabilen kişiye denir. Bunun çabası içinde olmalı spor spikerleri. Sporu sevmek gerekiyor, mutlaka alt yapının olması gerekiyor. Geçmişten gelen bir bilginin birikimin olması çok önemli. 20 yaşına gelip ben spor spikeri olacağım derseniz işiniz zor olabilir. Çünkü branşları, spor dallarını çok iyi bilmek en azından fikir sahibi olmak çok çok önemli, yoksa takılabilirsiniz. Bir futbol anlatmak başlı başına çok detay. Futbol basit görünüyor ama çok detayı var. O yüzden de geçmişten ilgisi olan arkadaşlara daha çok tavsiye ederim.

“ESKİDEN SOYUNMA ODALARINA GİDİP BİLGİ ALIRDIK”

 Spor medyasının gelişen teknoloji ile birlikte  ne gibi değişimlere uğradığını düşünüyorsunuz ? Sunuculuk-spikerlik de teknolojinin etkisiyle farklı bir boyuta evrildi mi?

Evrildi. Bir spor spikerinin maçlara hazırlanması açısından evrildi. Bilgiye ulaşmak eskiden bu kadar kolay değildi, bir takımla ilgili bilgi almak kolay değildi. Eskiden biz Türkiye’de maçları anlatırken sahanın içine girip maçtan önce soyunma odalarında futbolculardan birebir bilgiler alırdık. İnternet yoktu, yeterince kaynak yoktu Onlarla ilgili bilgiye ulaşmak zordu. Şimdi internete girince her şeyi alıyorsunuz. Teknolojinin spor spikerliğine katkısı çok büyük. Bir de gelişen teknoloji ile birlikte yansımalar çok değişti. Artık bir maçı izlerken 30 kamera çekiyor ve her türkü ayrıntıyı görebiliyorsunuz. Eskiden 2-3 kamerayla çekilen maçı izlerken birçok şeyi kaçırabiliyordunuz, şimdi kaçmıyor. Daha doğru, daha düzgün anlatabiliyorsunuz. Bir hata yaptıysanız bile hemen düzelterek anlatma şansınız oluyor. Bu nedenle teknoloji iki yönden çok faydalı oldu bize.

 

“TRT’NİN İZLEYİCİ KİTLESİ SOSYAL MEDYA İLE SINIRLI DEĞİL”

TRT spikerleri son zamanlarda maç anlatımı esnasındaki hatalar yüzünden kötü eleştirilere maruz kalıyor. Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Sizce bir spiker nasıl kendini geliştirip maçı en iyi şekilde anlatabilir?

Spikerler eleştirilebilir. Ama şöyle bir acımasızlık var sosyal medyada. Bu sadece spor alanında değil, diğer alanlarda da böyle. Bir spiker 90 dakika boyunca  bir kere hata yaptıysa ve sosyal medyada biri bunu yakalayıp paylaştıysa artık sanki bütün maçı böyle anlatıyormuş gibi bir algı oluşuyor. Ama insanlar çok acımasız bir yanlışınızdan dolayı, o da çok önemli bir futbolcuyla ilgili olunca onun üzerinden  acımasızca eleştiriler yapabiliyorlar. Ben spikerlerin o kadar büyük yanlışlar yaptığını düşünmüyorum. Yaptığımız iş zor bir iş. Canlı oynanan bir oyun var önünüzde ve siz onu sürekli takip etmek zorundasınız, peşinden gitmek zorundasınız. Bazen beklentiler karşılanmayabilir ama ben genel olarak spikerlerin gayet iyi anlattığını görüyorum. Bu yanlışlar sosyal medya üzerinden yürüyor. Şöyle bir şey var TRT açısından; TRT’ nin izleyici kitlesi sosyal medyayla sınırlandırılacak bir kitle değil. Bizi Anadolu’nun her tarafından, her kesiminden insanlar izliyor. TRT’ de sunum yaparken sadece sosyal medya üzerinden yürüyüp, futbolun bilgisayar yönüne önem veren, “Bize bilgi ver, yorum yap.” diyen kesimi düşünerek biz maç anlatamayız. O zaman kendimizi sınırlamış oluruz. Ama sadece  maçı izlemek yani yalın şekilde  izlemek isteyen insanlar var ve bu insanlar sosyal medyadaki insanlardan daha fazla.

Sizin için yeri farklı olan, unutamadığınız sunduğunuz maç ve program var mı?

Evet var. Sunduğum program Stadyum. Ondan sonra Spor Artı. Bunun yanında anlattığım en keyifli maç, Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası. Türkiye’nin 2-0 yenik durumdan gelip tur atladığı maç.


 Uzun yıllardır bu meslek içindesiniz yapmak istediğiniz her şeyi yaptınız mı, yoksa hala hedefleriniz var mı?

Mesleki olarak yaptım. Ama mesleğimle birlikte yürütebileceğim ya da yürütme şansımın şuanda olmadığı, ama geçmişte şansımın olduğu ve yapardım dediğim şey, FIFA’da ya da UEFA’da görev almak. Oraların organizasyon komitesinde, yönetim kurullarında falan görev almak isterdim. Ama tabii bunun için bilinç gerekiyor. Böyle bir hedefim olabilirdi. Eskiden bu kadar bilinçli olamıyorsunuz, çok küçük düşünüyorsunuz. Türkiye’de spor spikerisiniz yetiyor ama bir yabancı dili geliştirmek, olayların içine daha girişken bir şekilde girmek ve bakmak çok önemli. Belki bu yönü eksik kalmış olabilir benim için.

“KAÇ TANE STEPHANIE FRAPPART VAR?”

 Artık spor medyasında kadınlar eskiye nazaran büyük rol oynuyor.Hatta ilk kez Dünya Kupası’nı kadın bir hakem yönetti. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fransız hakem Stephanie Frappart yönetti. Bu güzel bir şey. Kadınlar ayrımcılık yapılmasın istiyorlar. Dolayısıyla spor ve futbolun içinde bu kadar yer almaları önemliydi onlar için. Ama şu çok önemli; Kaç kişiler? Kaç tane Stephanie Frappart çıkabilir. Genellikle kadınlar sporun futbol yönünde uzakta duruyorlar. Bu çocukluktan itibaren ilgilenmeyi gerektiren bir şey. Çocukluktan itibaren kızlar spordan biraz uzak yetişiyorlar, alt yapı olmayınca da 20-25 yaşında hakem olmak o kadar kolay değil. Tabii ki sayıları artarsa çok iyi olur. Stephanie Frappart çok başarılı oldu bence. Çok başarılı bir hakem. Sayılarının artması başarılı bir şekilde maça katkılarının olması çok iyi olur. Ama sayısına artacağına olan inancım o kadar güçlü değil. Altyapıdan bu işleri öğrenmek, çocukluktan itibaren ilgilenip oralara gelebilecek insan sayısı fazla olmayabilir.

DÜNYA KUPASI

 Dünya Kupası’nın Katar’da oynanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

FIFA özellikle 10-15 seneden beri futbolun değişik kültürlerde, değişik kıtalarda oynanmasını ve daha çok yayılmasını istiyor. Daha önce Güney Afrika’da düzenlenmişti, 2010 yılında. Fakat bu tür ülkelerde düzenlenmesi bence bu Dünya Kupası’nda şunu getirdi; Katar futbolun yayılması açısından doğru bir tercih değil gibi geldi bana. Çünkü çok küçük bir yer. İnsanların ilgileri futbolun coşkusuna, heyecanına çok fazla katkıda bulunacak türden değil. Yerli halk açısından söylüyorum. Dışarıdan gelenlerin katkıda bulunduğu bir ortam var. Bütün dünya kupalarında böyle ama bir futbol ülkesinde bunu yaparsanız çok daha güçlü olur. Burada biraz daha ilginin eksik kaldığını görüyorum ben. Bu ülkelerinin seçiminin daha doğru yapılması gerektiğine inanıyorum.

DÜNYA KUPASINDA İSKANDİNAVLAR VE MACARLAR

 Dünya Kupası’na çeşitli sebeplerle katılamayan veya elenen ülkeler var. Şu ülke olsaydı belki daha farklı bir dünya kupası izleyebilirdik dediğiniz bir ülke var mı?

Net olarak İtalya. İtalya’nın olmadığı Dünya Kupası biraz eksik kalır her zaman. Bir de şöyle ülkeler söyleyebilirim, hatta bundan sonra onların çok daha başarılı olacağını da düşünüyorum. Burada olsaydı renk katacak ülkelerden biri Macaristan takımı olurdu. Bundan sonraki Dünya Kupası’na katılır, öyle tahmin ediyorum. Onun yanında İskandinav Ülkeleri’nde gelişim görüyorum. Bu dünya kupasında biraz eksik kaldılar, sadece Danimarka vardı. Özellikle Norveç’ten bir çıkış bekliyorum ben. Bu iki ülke grubu, İskandinavlar ve Macarlar çok gelişiyorlar. Bence bundan sonraki Dünya Kupaları’nda olacaklar.

Maçlar artık oyuncuların sahadaki performanslarının ötesinde teknik direktörlerin stratejik hamleleriyle şekilleniyor olabilir mi?

Kesinlikle artık teknik direktörler futbolda çok etkili ve maçların sonuçları üzerinde direkt etkileri var. Eskiden teknik direktörlerin galibiyetteki, yenilgideki payları %20 olarak kabul edilirdi. Bence artık %50-%60 etkisi var. Şöyle söyleyeyim; Ülkemizden örnek vereyim Jorge Jesus Fenerbahçe’ye geldi. Fenerbahçe’nin yaklaşık 25 kişilik kadrosu var ve her futbolcuyu oynatarak hepsinden verim aldı  Eskiden şuna inanılırdı; her takımın en iyi oyuncuları vardır, en iyi 11’i bulur ve o 11 sürekli oynayınca daha iyi oynar anlayışı vardı. Ama Jorge Jesus bütün futbolculara ne yaptırmak istediğini çok iyi anlatıp çok başarılı oldu ve kim oynarsa oynasın Fenerbahçe’nin oyunu değişmiyor. Daha da iyi oynuyorlar. Dolayısıyla bu anlamda teknik direktörlerin takımlara etkisi çok fazla. Bu Dünya Kupası’nda da bunu gördük. Yıldız futbolcu sayısı az olmasına rağmen takım oyunu ön plana çıkmaya başladı. Takım oyunu oynanabilmesi için de teknik direktörlerin çok iyi olması gerekiyor. Bu anlamda teknik direktörler çok önemli.

 

“BENCE RONALDO VE MESSİ’NİN SON DÜNYA KUPASI DEĞİL”

Ronaldo ve Messi’ nin son dünya kupası. Takımları bu ayrılıklardan ne derecede etkilenir? Dünya Kupası bu seviyede oyuncuları tekrar görebilir mi?

Çok fazla etkileneceği düşünmüyorum. Etkilenirse Arjantin biraz eksik kalabilir. Ronaldo'suz Portekiz çok etkilenmez gibi duruyor. Ama dünya futbolu eksik kalır. Ronaldo ve Messi isimlerini milli takımlarıyla özdeşleştirmiş isimler değil. Kulüp takımlarında yaptıklarıyla  ön plana çıktılar. Tüm dünya onları keyifle izledi. Kulüp takımında bu kadar başarılı olabilecek, ilerleyebilecek isim çıkması bir Messi, bir Ronaldo çıkması zor bundan sonra. Onların dünya futbolundaki eksiği çok daha fazla hissedilecek. Ama ben bu iki futbolcunun son dünya kupaları olmayacağını düşünüyorum. Tüm kamuoyu son diye düşünüyor ama ben pek öyle düşünmüyorum. Messi’nin özellikle bir sonrakinde olabileceğini düşünüyorum. Ronaldo’nun milli takımlarla bağları kopuyor. Kişisel alanına baktığım zaman iletişimci olarak söylüyorum, kulüpleriyle de ilişkileri artık iyi değil. Milli takımıyla da kulüplerle de ilişkilerinde sorun yaşıyor. Sona yaklaşıyor gibi.

“FUTBOLUN MESSİ’YE BORCU VARDI”

2022 Dünya Kupası Şampiyonu Arjantin oldu. Finali ve finalistleri değerlendirir misiniz?

Unutulmaz bir final oldu ve bütün dünyanın aslında duygusal olarak beklediği Messi’nin ve Arjantin’in şampiyonluğu gerçekleşti. Messi, futbola çok büyük katkılarda bulundu ve yaklaşık 20 yıl boyunca insanlara futbol adına çok büyük güzellikler yaşattı fakat Dünya Kupası’nı alamaması hep bir eksiklik olarak belirtildi. Sanki futbolun Messi’ye bir borcu vardı ve kariyerinin sonunda futbol bu borcunu  Messi’ye ödedi ve Messi’nin kariyerindeki son eksik parçayı da tamamlanmış oldu. Fransa açısından baktığımızda yenilenmiş kadrosuyla Fransa finalde çok güzel mücadele etti. Bu bu final biraz da devir teslim törenine benzedi bence. Çünkü Messi, Ronaldo gibi futbolcular futboldan çekilme noktasına gelirken finaldeki müthiş performansıyla Mbappe, “Artık Dünya Kupası’nda beni izleyeceksiniz, bayrak Messi’den bana geçti.” dercesine bir performansla finali bitirdi. Bir de ben bu finali  bizim 2008 yılındaki Çek cumhuriyeti maçımıza benzettim. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda biz de gruptan çıkarken yaklaşık 75 dakika boyunca çok iyi görüntü vermemiş, 2-0 yenik girmiştik. O dakikalarda Fransa’yı bizim o günkü durumumuza benzettim. Finalin ilk 75 dakikasında çok büyük heyecan yoktu. Arjantin çok rahat alacak gibi duruyordu.  Sonrasında üst üste gelen iki gol bir anda bambaşka bir hava getirdi. Biz de 2008 yılında 2-0 yenik durumdan 2-2 ye gelip üstüne üçüncü golü de atıp turu geçmiştik. Fakat Fransa bunu başaramadı. Şampiyon Arjantin oldu. İki takımı da kutluyorum.

 Dünya kupası nedeniyle ara verilen süper lig sizce bu aradan nasıl etkilenir?

Takımın 1 aylık araya  vereceği reaksiyon, tepki nasıl olacak ben de merak ediyorum. Dünya Kupası’nda ilk kez olan bir şey bu. Dolayısıyla ne olur ne olamaz bilemiyorum ama takımlar etkilense bile 1 hafta etkilenir, 2 hafta etkilenir  sonra rayına oturur her şey.

EĞİTİM VE GELİŞİM

 Televizyon haberciliği alanında ilerlemek isteyen öğrenciler kendilerini hangi anlamda ön plana çıkarabilir?

İki yönden kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bir, kendi nitelikleri açısından. Diksiyon, beden dili, iletişim yönünden mutlaka bir araştırma yapmaları lazım. Daha iyi nasıl konuşuruz? Daha iyi beden diliyle televizyonda nasıl iyi bir izlenim verebiliriz? İkincisi de bence belli bir alanda uzmanlaşmaları lazım. Yani ekonomi mesela; ekonomiyi çok iyi bilmeleri lazım. Siyasetse siyaset, sporsa spor, sanatsa sanat. Ama mutlaka bir alanda iyi bir şekilde gelişmek ve uzman olmak çok önemli televizyon haberciliğinde şu anda. Eğer öyle olursa, “Sinema biliyorum, sanatı çok iyi biliyorum.” diyen biri sinema haberleriyle, sanat haberleriyle çok ön plana çıkabilir.

 Spiker, sunucu ya da muhabir olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir ?

Herkes kendini iyi yerlere koyar. Herkes kendini iyi yerlerde görmek ister ve bu mesleklerde görmek ister. Önce kendilerinin bu alanlarda gerçekten yeteneğinin olup olmadığını bulmaları lazım. İstemek ayrı bu işe yatkın olmak, yetenekli olmak ayrı. Gerçekten yatkınlarsa onlara şunu tavsiye ederim: Mesela muhabir olmak istiyorlarsa muhabirliğin neler gerektirdiğini çok iyi araştırmaları lazım. İyi bir muhabir araştırmacı olur, iyi bir muhabir olay yerinden bir şeyi aktarırken daha canlı, daha dinamik, daha ruhuyla aktarır ve bunun için çalışmalar yapar. Ya da iyi bir spiker iyi bir diksiyona sahip olur. Bunun için çalışmalar yapar. Bunları mutlaka yapmalılar ve hangi alana yatkınlıkları varsa o alana yürürken mutlaka kendilerini oraya hazırlamalılar. Daha yeterince diksiyon eğitiminiz yokken televizyona başvurursanız reddedilme ihtimaliniz çok yüksek ama çalışıp müracaat ederseniz ve kendinizi oraya hazırlarsanız o zaman farklı olur.             

“EN BÜYÜK EKSİKLİK SUNUCULUK ALANINDA”


 Medyada en büyük eksiklik hangi alanda? Medya alanında ilerlemek isteyen öğrenciler hangi tarafa yönelmeli?

Bence medya şu anda televizyon alanında çok büyük eksiklik yaşamıyor. Ama sosyal medya dediğimiz olay çok gelişiyor, o alanda geliştirebilirler kendilerini. Bunun yanında şu anda iş, habercilik hız yönünden yürüyor ama ilerde belki sosyal medya üzerinden güzel araştırmalar yapıp insanları bilgilendirecek gelişimlerine katkı sağlayacak bölümler hazırlayabilirler. Genel olarak görsel medyada, televizyonlarda çalışmak istiyorlarsa bence şu an en büyük eksikler sunucularda. Yeterince iyi sunucu göremiyorum ben. Sunuculuk alanına yönelebilirler.

Muhabir: Ece Nur Öztürk 

 

 

 

 

 

 

Galeri