Ramazan ayında mahalle halkını sahura kaldırmak için
sokak aralarında çalınan davul geleneği uzun yıllardır sürüyor. Eski zamanlarda
daha da meşhur olan bu gelenek, günümüzde gittikçe azalmaya başlayarak önemini
yitirdi. Teknolojinin gelişmesiyle insanların uyanmak için teknolojik cihazları
tercih etmesi, bu geleneğin gözden düşmesinin sebepleri arasında.
Ramazan davulu ve manileri, Ramazan ayının
vazgeçilmez geleneklerinden biri. Mahalle mahalle gezilerek mahalleliyi sahura
kaldırma amacıyla çalınan davullar, eski ramazanlarda neşeyle karşılanıyordu.
Bahşiş usulüyle Ramazan ayı boyunca çalışan davulcular, artık sadece davul
çalarak, mânisiz şekilde bu geleneği sürdürüyorlar. Son yıllarda bu geleneğe
tepki ile yaklaşılıyor.15 sene ramazan davulculuğu yapmış olan İlyas Altuntaş
ile eski ramazanları yad ettik. Altuntaş, davulculuğun geçmişte ne kadar
değerli ve kıymet gösterilen bir iş olduğunu Genç Açı için anlattı.
DAVUL
BOYUNDA TOKMAK ELİNDE
71 yaşında olan İlyas amca, emekli ama davulculuk
yaptığı dönemde belediyede elektrikçi olarak çalışıyordu. Doğup, büyüdüğü köyde
15 yıl davulculuk yapan İlyas Altuntaş, davulculuğun gelir getirmediğini,
parayı düşünerek yapılacak bir iş olmadığını vurguladı. Günümüzdeki davulculuk
ile kendisinin geçmişte yaptığı davulculuğun çok farklı olduğunu belirten
Altuntaş, “Şimdilerde davulcu yok. Ben davulcu göremiyorum. İnsanları
uyandırmak değildir davulculuk. Bu meslek bir gelenektir. Bunu sürdürmek, devam
ettirmek gerekir. Yapabilenlere ne mutlu.” ifadelerini kullandı. Eskiden her
davulcunun dolaştığı yerin belli olduğunu kendisinin de bir mevkisinin
olduğundan bahseden Altuntaş, günümüzde davulcuların maniler söylemeden sadece
davul çalarak, araçlarla dolaştıklarını ve bu sebeple geleneği
sürdüremediklerini vurguladı. 6-7 mahalleyi sokak sokak davul boynunda, tokmak
elinde dolaştığını ve bu istikameti gezmesinin 1 saat 15 dakika sürdüğünü dile
getiren Altuntaş, Ramazan ayının on beşinci günü sahurdan imsak vaktine 1 saat
kalaya kadar gezerek, 15-20 haneden bahşiş toplama geleneği olduğundan bahsetti.
3
tane bahşiş toplama manisi olduğunu söyleyen Davulcu İlyas, bizler için bu 3
maniyi sıralıyor.
İŞTE
GELDİM KAPINIZA
SELAM
VERDİM HEPİNİZE
SELAMIMI
ALMAZSANIZ
DAHA
GELMEM KAPINIZA
İlyas
amca bakıyor ki bahşiş yok, ikinci maniye geçiyor.
BAHÇELERDE
KARA BAKLA
GÜVERCİNLER
ATAR TAKLA
İKİ
GÖZÜM BENİM AĞAM
KESENİN
DİBİNİ YOKLA
İlyas
amca, üçüncü mani ile bahşişinin geldiğini söylüyor.
TÜLBENTLERDEN
SÜZÜLECEK
ÇOK
BEKLETME BENİM AĞAM
ÇOK
YERİM VAR GEZİLECEK
KAYDA
ALINAN MANİLER
“Davulcular şu an sevilmediklerinden şiddet ile
karşılaşıyor. Bizim zamanımızda böyle bir şey yoktu.” diyen Altuntaş, ramazan
davulculuğu yaptığı süre boyunca hiç tepkiyle karşılaşmadığını belirtti.
Eskiden mahallenin tanıdık ve sevilen simalarının davulculuk yaptığını
şimdilerde ise bu durumun değiştiğini aktaran Altuntaş, mahallelinin tanımadığı
yabancıların davulcu olarak gelmesinin tepki yarattığını söyledi. Altuntaş,
“Biz hangi evde yaşlı, hangi evde hasta, hangi evde bebek var bilirdik. Davulu
ona göre çalar, bahşiş istemeye daha uygun bir saatte giderdik. Huyunu,
muhabbetini bildiğin insanla konuşmak daha kolaydır. Şimdiki gençler bunları
bilmeden her kapıya gidiyor.” dedi. Hatta halkın kendisinin söylediği manileri
kayıt cihazına kaydettiklerini söyleyen Altuntaş, kendilerini sevdirdiklerini,
eskiden davulun ve manilerin sevenlerinin çok olduğunu dile getiriyor.
Davulcu
İlyas, o sevilen manilerinden bir tanesini söylüyor:
BESMELEYLE
ÇIKTIM YOLA
SELAM
VERDİM SAĞA SOLA
İKİ
GÖZÜM BENİM AĞAM
BAYRAMINIZ
MÜBAREK OLA
BUYRUN
BAYRAM NAMAZINA
Her gecenin kendisi için farklı bir anı olduğunu
aktaran Davulcu İlyas, bir gece hiç sokak lambası olmayan Hacı Mahmutlar
sokağına girdiğini ve kendisini orada bir sürprizin karşılayacağından habersiz
ilerlediğinden bahsediyor. “Bu sokakta Kasap Sıtkı isimli biri vardı. Ağaca ip
bağlamış, ipin ucuna da bir teneke asmış. Bu tenekeden gecenin karanlığında
takır tukur sesler geliyor.” ifadelerini kullanan İlyas amca da durur mu? Kasap
Sıtkı’nın çakma davul düzeneğine cevaben başlamış yere tokmakla vurmaya. Her
işte olduğu gibi zor şartlardan da söz eden Davulcu İlyas, eskiden şimdiki
davulcular gibi motorla ya da taşıt üzerinde davul çalmadıklarını gece zorlu
hava koşullarına rağmen işlerini severek yaptıklarını vurguluyor. İlyas amca,
“Muazzam yağmur yağan bir gece öyle bir yıldırım çaktı ki zifiri karanlık olan
her yer aydınlandı.” dedi ve olayın şokunu atlatamadığını belirtti. Ramazanın
birinci gününden son gününe kadar birbirinden farklı maniler söyleyen Davulcu
İlyas, bayram sabahı manilerinin namaza kaldırmak amacıyla söylendiğinden daha
farklı olduğunu dile getirdi.
AYAZINA
AYAZINA
YUMURTANIN
BEYAZINA
İKİ
GÖZÜM BENİM AĞAM
BUYUR
BAYRAM NAMAZINA
Muhabir: Hülya Altıntaş