Davulum Bahşiş İstedi

Genç Açı gazetemizin 79.yeni sayısındaki 'Davulum Bahşiş İstedi' özel haberimiz sizlerle.

Bu Gönderiyi Paylaş

Ramazan ayında mahalle halkını sahura kaldırmak için sokak aralarında çalınan davul geleneği uzun yıllardır sürüyor. Eski zamanlarda daha da meşhur olan bu gelenek, günümüzde gittikçe azalmaya başlayarak önemini yitirdi. Teknolojinin gelişmesiyle insanların uyanmak için teknolojik cihazları tercih etmesi, bu geleneğin gözden düşmesinin sebepleri arasında.

Ramazan davulu ve manileri, Ramazan ayının vazgeçilmez geleneklerinden biri. Mahalle mahalle gezilerek mahalleliyi sahura kaldırma amacıyla çalınan davullar, eski ramazanlarda neşeyle karşılanıyordu. Bahşiş usulüyle Ramazan ayı boyunca çalışan davulcular, artık sadece davul çalarak, mânisiz şekilde bu geleneği sürdürüyorlar. Son yıllarda bu geleneğe tepki ile yaklaşılıyor.15 sene ramazan davulculuğu yapmış olan İlyas Altuntaş ile eski ramazanları yad ettik. Altuntaş, davulculuğun geçmişte ne kadar değerli ve kıymet gösterilen bir iş olduğunu Genç Açı için anlattı.

DAVUL BOYUNDA TOKMAK ELİNDE

71 yaşında olan İlyas amca, emekli ama davulculuk yaptığı dönemde belediyede elektrikçi olarak çalışıyordu. Doğup, büyüdüğü köyde 15 yıl davulculuk yapan İlyas Altuntaş, davulculuğun gelir getirmediğini, parayı düşünerek yapılacak bir iş olmadığını vurguladı. Günümüzdeki davulculuk ile kendisinin geçmişte yaptığı davulculuğun çok farklı olduğunu belirten Altuntaş, “Şimdilerde davulcu yok. Ben davulcu göremiyorum. İnsanları uyandırmak değildir davulculuk. Bu meslek bir gelenektir. Bunu sürdürmek, devam ettirmek gerekir. Yapabilenlere ne mutlu.” ifadelerini kullandı. Eskiden her davulcunun dolaştığı yerin belli olduğunu kendisinin de bir mevkisinin olduğundan bahseden Altuntaş, günümüzde davulcuların maniler söylemeden sadece davul çalarak, araçlarla dolaştıklarını ve bu sebeple geleneği sürdüremediklerini vurguladı. 6-7 mahalleyi sokak sokak davul boynunda, tokmak elinde dolaştığını ve bu istikameti gezmesinin 1 saat 15 dakika sürdüğünü dile getiren Altuntaş, Ramazan ayının on beşinci günü sahurdan imsak vaktine 1 saat kalaya kadar gezerek, 15-20 haneden bahşiş toplama geleneği olduğundan bahsetti.

3 tane bahşiş toplama manisi olduğunu söyleyen Davulcu İlyas, bizler için bu 3 maniyi sıralıyor.

İŞTE GELDİM KAPINIZA

SELAM VERDİM HEPİNİZE

SELAMIMI ALMAZSANIZ

DAHA GELMEM KAPINIZA

İlyas amca bakıyor ki bahşiş yok, ikinci maniye geçiyor.

BAHÇELERDE KARA BAKLA

GÜVERCİNLER ATAR TAKLA

İKİ GÖZÜM BENİM AĞAM

KESENİN DİBİNİ YOKLA

İlyas amca, üçüncü mani ile bahşişinin geldiğini söylüyor.

TÜLBENTLERDEN SÜZÜLECEK

ÇOK BEKLETME BENİM AĞAM

ÇOK YERİM VAR GEZİLECEK

KAYDA ALINAN MANİLER

“Davulcular şu an sevilmediklerinden şiddet ile karşılaşıyor. Bizim zamanımızda böyle bir şey yoktu.” diyen Altuntaş, ramazan davulculuğu yaptığı süre boyunca hiç tepkiyle karşılaşmadığını belirtti. Eskiden mahallenin tanıdık ve sevilen simalarının davulculuk yaptığını şimdilerde ise bu durumun değiştiğini aktaran Altuntaş, mahallelinin tanımadığı yabancıların davulcu olarak gelmesinin tepki yarattığını söyledi. Altuntaş, “Biz hangi evde yaşlı, hangi evde hasta, hangi evde bebek var bilirdik. Davulu ona göre çalar, bahşiş istemeye daha uygun bir saatte giderdik. Huyunu, muhabbetini bildiğin insanla konuşmak daha kolaydır. Şimdiki gençler bunları bilmeden her kapıya gidiyor.” dedi. Hatta halkın kendisinin söylediği manileri kayıt cihazına kaydettiklerini söyleyen Altuntaş, kendilerini sevdirdiklerini, eskiden davulun ve manilerin sevenlerinin çok olduğunu dile getiriyor.

Davulcu İlyas, o sevilen manilerinden bir tanesini söylüyor:

BESMELEYLE ÇIKTIM YOLA

SELAM VERDİM SAĞA SOLA

İKİ GÖZÜM BENİM AĞAM

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLA

BUYRUN BAYRAM NAMAZINA

Her gecenin kendisi için farklı bir anı olduğunu aktaran Davulcu İlyas, bir gece hiç sokak lambası olmayan Hacı Mahmutlar sokağına girdiğini ve kendisini orada bir sürprizin karşılayacağından habersiz ilerlediğinden bahsediyor. “Bu sokakta Kasap Sıtkı isimli biri vardı. Ağaca ip bağlamış, ipin ucuna da bir teneke asmış. Bu tenekeden gecenin karanlığında takır tukur sesler geliyor.” ifadelerini kullanan İlyas amca da durur mu? Kasap Sıtkı’nın çakma davul düzeneğine cevaben başlamış yere tokmakla vurmaya. Her işte olduğu gibi zor şartlardan da söz eden Davulcu İlyas, eskiden şimdiki davulcular gibi motorla ya da taşıt üzerinde davul çalmadıklarını gece zorlu hava koşullarına rağmen işlerini severek yaptıklarını vurguluyor. İlyas amca, “Muazzam yağmur yağan bir gece öyle bir yıldırım çaktı ki zifiri karanlık olan her yer aydınlandı.” dedi ve olayın şokunu atlatamadığını belirtti. Ramazanın birinci gününden son gününe kadar birbirinden farklı maniler söyleyen Davulcu İlyas, bayram sabahı manilerinin namaza kaldırmak amacıyla söylendiğinden daha farklı olduğunu dile getirdi.

AYAZINA AYAZINA

YUMURTANIN BEYAZINA

İKİ GÖZÜM BENİM AĞAM

BUYUR BAYRAM NAMAZINA

Muhabir: Hülya Altıntaş