Dünyanın Su ve İklim Krizine Yaklaşımı

Kartepe Zirvesi'nin ikinci gününde Kocaeli Kongre Merkezinde 'Hollanda Şehirlerinin Dirençlilik Yolculuğu' ve 'Barış İçin Su Kaynaklarını Geleceğe Nasıl Taşıyacağız?' başlıkları altında oturum düzenlendi.

Bu Gönderiyi Paylaş

Bu yıl Kocaeli’nde dördüncüsü düzenlenen Kartepe Zirvesi’nin ikinci gününde özel oturuma katılan Hollanda Kraliyet İstanbul Başkonsolosu Arjen Uıjterlınde ve İsviçre’nin Türkiye Büyükelçisi Jean Daniel Ruch, dünyanın su sorununa değinerek önemli açıklamalarda bulundular. Uıjterlınde, su ve iklim krizi sorunlarıyla alakalı çözüm önerilerini, gelecekte neler yapılabileceğini anlattı. 

HOLLANDA TEHLİKE ALTINDA 

‘’Hollanda Şehirlerinin Dirençlilik Yolculuğu’’ başlığında konuşarak Hollanda’nın üçte birinin deniz seviyesinin altında olduğunu ve tehlikede olduklarını belirten Uıjterlınde, ülkelerinin geleceğinin tamamen suya bağlı olduğunu aktardı. Sürekli sel riskleriyle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Uıjterlınde, kısa ve uzun vadeli çözümler bulmaya yöneldiklerini belirtti. 1953’te Delta Programı’nı hayata geçirdiklerini aktaran Uıjterlınde, bu programın bir sel önleme sistemi olduğunu her sene güncellendiğini, kötü havalarda devreye girdiğini söyledi ve 2050 yılına kadar da programın aktif kalacağını da ekledi.


TÜM HANELER MUSLUKTAN SU İÇEBİLİYOR 

Hollanda’da yüzlerce atık su tesislerinin olduğunu söyleyen Uıjterlınde, 1970’de suları arıtmaya başladıklarını ve neredeyse tüm hanelerin musluktan klorsuz su içebildiğini belirtti. Hollanda’nın nüfusunun düşünülenin aksine yoğun olduğunu söyleyen Uıjterlınde, iklim değişikliğinden dolayı ülkece daha çok yağmur gördüklerini bir o kadar da kuraklık gördüklerini ve bunlarla birlikte atıklardan kaynaklı kirlilikle mücadele ettiklerini ve risklere karşı işbirliklerine hazır olduklarını dile getirdi. İklim değişikliği ve su ile ilgili risklerin farkında olduklarını bunun için uluslararası işbirliklerine güvendiklerini belirten Uıjterlınde; suyun tarım, ekonomi, çevre için fonksiyonlarını paydaşlarla birlikte farkında olduklarını aktardı. 


KİRLİLİK YENİ STRATEJİLERE İTİYOR 

Kirliliğin fazla olmasının kendilerini yeni stratejilere ittiğini söyleyen Uıjterlınde, ‘’Sürekli barajlar geliştirmek yerine uzun vadede çözümler arıyoruz, doğal güçlerle hareket ediyoruz, yerleşim yerlerinin güvende olduğundan emin olmaya çalışıyoruz.’’ dedi. Su ittifaklarının ulusal ve uluslararası çokça mevcut olduğunu belirten Uıjterlınde, Hollanda’nın adaptasyonu, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini, su yönetimini, kıyı yönetimini birkaç örnekle açıkladı. Uıjterlınde, sıcaklıkların artacağını ve çölleşmeyle de mücadele ettiklerini aktardı.  Son olarak okyanusların kirliliğinden söz eden ve bu kirliliği yüzde 50 oranında temizleyeceklerini ifade eden Uıjterlınde, adım adım çığır açacak bir proje olduğunu söyledi. 


SU STRESİ 

‘’Barış İçin Su’’ başlığında konuşarak Ortadoğu’da genellikle politikaların su kaynaklı olduğunu söyleyen Ruch, bu duruma ‘’Su Stresi’’ dedi. Büyük göçlerin veya çatışmaların önüne geçmek için çok daha akıllı çözümlerin mevcut olduğunu daha etkili şekilde suyla başa çıkmanın örneklerini bildiklerini aktardı. Makro ve mikro ölçekte suyun nasıl yönetileceğine bakılması gerektiğini belirten Ruch, ‘’Zorluklarla başa çıkmak için deneyimlerimizi göz önüne almamız gerekiyor.’’ dedi.  


PROBLEM SUYUN ÖLÇÜMÜYLE BAŞLIYORDU 

Ruch koordinasyon sistemlerinin mevcut olduğunu belirtti ve şöyle dedi; ‘’Problem suyun ölçümüyle başlıyordu, farklı paydaş ve ülkelerle görüşünce şunu fark ettik; Fırat’taki debi inanılmaz değişiyor, Türkiye’den Suriye’ye, Irak’a ilerlerken bambaşka. Birçok ülke bir nehre farklı bakıyor, verilerin paylaşılması gerekiyor, samimi şekilde bu konudan bahsedeceksek verilere şeffaf bakmamız lazım lakin genel olarak verilere henüz erişemedik. Dicle Nehri’nin temizlenmesi için rakamlarda uzlaşıya ihtiyacımız var, proje başladıktan 10 yıl sonra  politik ve teknik sıkıntılar yaşıyoruz.’’ 


YEREL SORUNLARA YEREL ÇÖZÜMLER 

Yerel sorunlara yerel çözümler getirilsin diyen Ruch, işbirliği olmadan sorunların üstesinden gelinemeyeceğini, hedefin aslında bir yaklaşım geliştirmek olduğunu belirtti ve gelecek senelerde bilgiler paylaşacağını aktardı. İsviçre ve Türkiye’nin ortak noktasının su zenginliği olduğunu belirten Ruch, bu zenginliğin aynı zamanda büyük bir sorumluluk da getirdiğinin altını çizdi. 


Muhabir: Erturhan Köseoğlu