Kitap Fuarı kapsamında konuk edilen Haber Spikeri,
Sunucu ve Gazeteci Ece Üner’in söyleşisi büyük ilgiyle karşılandı. Günümüzde çözüm
gazeteciliğinin yükselen trend olduğunu söyleyen Ece Üner, artık insanların bir
şeylerin anlatılmasından ziyade çözümü beklediklerini söyleyerek, “Birbirimizi
görmek, anlamak ona göre çözümler üretmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
BİR
TOPLUMUN DURUMU KADININ DURUMUYLA PARALELDİR
Üner, ‘Kadın cinayetlerini durduramayan bir devlet
var. Bu duruma alternatif olarak sizin gibi aydınların bir fikri, projesi var
mı?’ sorusuyla söyleşisine başladı. Bu anlamda çok fazla sivil toplum örgütü
olduğunu, her geçen gün güçlendiklerini söyleyen sunucu, İslam’ın yanlış
yorumlanmasının da etkili olduğunu düşündüğünü belirtti. “Yüzde 98’i Müslüman
bir ülkedeyiz, camilerde hocaları dinliyoruz. Oralarda kadının İslam dinindeki yerinin
anlatılması çok önemli.” diyen Üner, kadınların ikinci plana atılamayacak, ayrıştırılmayacak
kadar değerli, güçlü ve akıllı olduklarını vurguladı. Asıl önemli olan şeyin
yine kadınların kendisinin olduğunu ve her anlamda bilinçlenmeleri gerektiğini
belirten Üner, “Kadın bilinçlenirse,
anne bilinçlenirse toplum bilinçlenir.” dedi. Ataerkil sistem, kapitalizm,
ırkçılık bütün bunların evrensel olduğunu, buna karşı kadın mücadelesinin de evrensel
olması gerektiğini anlatan Üner, “Kendi aramızda bölünmeden, parçalanmadan bir
araya gelip bizi ikincil hale getiren bu sisteme karşı kadın mücadelesini de
evrensel hale getirmeliyiz.” şeklinde konuştu.
“MUHABİRLER
NASIL YAZIYORSA TARİHE ÖYLE GEÇİYOR”
Küçük bir çocuğun, ‘Siz bu işi yapmaya nasıl karar
verdiniz?’ sorusuna Koç Üniversitesi’nde tarih okuduğunu belirterek yanıt
vermeye başlayan Üner, “Tarih ve sosyoloji okurken şunu fark ettim; ne tarihi
ne sosyolojiyi iyi biliyorum. Teoride biliyorum, kitaplarda yazılanı okudum ama
pratikte hiçbir şeyin farkında değilim.” diyerek özel okulda okumayı bir
fanusun içinde büyütülmek olarak tanımladı. Üner, “Biz apolitize edilmiş bir
kuşağız. ‘Aman bunlar düşünmesin, isyan etmesin, süt kokulu kafasını hiçbir
şeye yormasın.’ bilinciyle yetiştirilmiş bir nesiliz.” diyerek sadece tarihe
tanıklık etmek istemediğini aynı zamanda tarihin taslağını yazmak istediğini
anlattı. Muhabirler olayı nasıl yazıyorsa o olayın ilerde öyle hatırlandığını
belirten sunucu, mesleğine karar verme sürecinde bu durumun etkili olduğunu
vurguladı. Muhabirlerin
alanda tozu toprağı yuttuğunu ama işin ekmeğini ekrana çıkıp onu sunanların
yediğini söyleyen Üner, kendisinin de pişirdiği yemeği servis etme düşüncesiyle
ekran önü yolculuğunun başlama hikâyesini anlattı.
"HAKİKATİN PEŞİNDE OLUN"
Gazetecilik öğrencilerinin katılım gösterdiği söyleşide
gelen sorulardan biri de ‘Gazetecilik öğrencilerine ne tavsiyelerde
bulunursunuz?’ oldu. “Hakikatin peşinde olun.” diyerek gazetecinin bilgiyi farklı
kaynaklardan teyit edip, objektif ve yargıdan uzak olması gerektiğini
vurgulayan Üner, gazetecinin bol bol araştırması gerektiğine değindi. Anılar ve
tecrübeler geçen söyleşinin ardından imza töreni gerçekleştirdi.
Muhabir:
Ece Nur Öztürk