Çiviler Arasında Telin Dansı: FİLOGRAFİ

Çivilerin arasından geçirilen tellerin estetik görünüm kazandırılması işlemi olarak tanımlanan filografi sanatı, maharetli parmakların çivi ve tellerin arasında dans etmesiyle ortaya çıkıyor

Bu Gönderiyi Paylaş

Yapımının zor bulunması sebebiyle unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı olmasına karşılık günümüzde filografiye olan talep giderek artıyor. Olumlu psikolojik etkileri olduğu bilinen filografinin geçmişi çok eskiye dayanmakla beraber, Osmanlı’nın geleneksel el sanatı olma özelliğini de taşıyor. Kocaeli’de yaşayan filografi sanatçısı Mustafa Tekoğul da filografiye gönül vermiş sanatçılardan. Filografi dersleri vererek çok sevdiği sanatını gençlere aktarmayı amaçlayan Tekoğul, günün büyük bir kısmını atölyesinde eserleri üzerinde çalışarak geçiriyor.

Filografi sanatına nasıl başladınız?

-Hobi olarak yağlı boya resimleri yapıyordum. Filografi sanatını bilmiyordum. Şans eseri bir gün filografi sergisine gittim. Sergiyi görünce çok beğendim. Kursları olduğunu öğrendim ve hobi amaçlı Kocaeli’de bir kursa yazıldım. Belli bir süre eğitim aldım. Aslında derslere başladığımda arada bir giderim diye düşünmüştüm ama kursa başladıktan sonra filografiyi o kadar çok sevdim ki, iki gün değil beş gün gitmeyi arzu ettim. Sonraları kendimi geliştirerek dersler vermeye başladım ve bu dükkânı açtım.

Sizin için filografi ne anlam ifade ediyor?

-Filografi, çiviler arasında telin maharetli parmaklarda dans etmesi demek. Başladığım her eserde ilk günkü heyecanımı hissediyorum. Çevremdeki insanlar bana nasıl bu kadar seviyorsun? Sıkılmıyor musun? diye soruyorlar. Ben bunun tarifini onlara da şöyle yapıyorum; benim için filografi içimde yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımın aktarımı.

Filografiye yönelmenizi sağlayan ne oldu?

-Yaklaşık bir buçuk sene önce ticaretle uğraşıyordum. Ticaret hayatı beni olumsuz etkiledi. O dönemde filografi benim için müthiş bir terapi oldu. Hatta öğrencilerim arasında psikolojik tedavi gören insanlar var. Doktor tavsiyesiyle değil kendi istekleriyle geliyorlar. Filografi ruhu besleyen bir sanat. Belki biz görmeyiz ama öyle bir zaman gelecek ki doktorlar hastalarını bu tür sanatlara yönlendirecek. Filogafi sizi alıp başka bir âleme götürüyor. Ben günün 18 saatini tellerim ve çivilerimle geçiriyorum. İnsanlara da filografiyi öğretmek istiyorum. Dinlenmek için birebir. Gençler bu tür sanatları öğrenmeli. Aynı zamanda size ekstra bir iş alanı da sunuyor.

Atölyenizi açmaya nasıl karar verdiniz?

-Ticaretle uğraştığım zamanlarda ortama renk katması için yaptığım eserleri dükkânda sergiliyordum. Daha sonra sadece eserlerimi sergilediğim bir yer olmasını istedim. Çok farklı, otantik bir yer olsun, içeriye girince huzur versin, sanat ruhu koksun ve bunu diğer insanlarda görsün istedim. Dükkânda gördüğünüz her şey kendi el emeğim. Kendi zevkime göre dükkânımı tasarladım. Dışarıdan gelen insanlar çok farklı bir ortam olduğunu söylüyor.

Filografiye merak duyanlar bu işi nasıl öğrenebilir?

-Filografiyi öğrenmek için işi sevmek gerekiyor. Yapmak istemek işin yarısı. Severek yaparsanız kesinlikle öğrenirsiniz. Öğrenilmeyecek gibi de bir şey değil. Ben bu kadar sabırlı değilim uğraşamam diyenler oluyor. Ben de çok tez canlı bir insanım hiç sabırlı değilim. Filografi insana sabırlı olmayı öğretiyor. Öğrenmesi kolay ama ayıracağınız zamana bağlı tabi. Yapım aşamasına gelirsek benim uyguladığım bazı yöntemler var. Önce malzemeyi tanıyacaksınız sonra çivi çakmasını öğreneceksiniz. Emeklemeden koşamazsınız. Tasarlanmış bir motifinizin olması gerekiyor. Ahşap bir malzeme üzerine belli aralıklarla bu desen üzerinden çiviler çakılıyor. Daha sonra teller ya da ipler çivilerin arasından geçirilip örülüyor. Tabi rastgele öremezsiniz belli örgü teknikleri var.

Son olarak filografiye Kocaeli’de talep nasıl? Talebi artırmak için neler yapılabilir?

-Filografiye son zamanlarda Türkiye genelinde olduğu gibi Kocaeli’de de talep fazla. Özellikle kursiyerlerin talebi üzerine kurs merkezlerinde eğitimler verilmeye başladı. Üzüldüğüm bir nokta var maalesef filografiyi tam anlamıyla bilmeyenler, kurs veriyor. Sanat adeta katlediliyor. Çiviyi çakıp teli rastgele örüp adına filografi diyorlar. Bilinçli yapılması şart. Maddi açıdan bakarsak pahalı bir sanat olduğunu söyleyebilirim. Çünkü asırlarca durabilmesi için paslanmaz özel malzemeler kullanıyoruz. Kurslara başlamak için herkesin maddi imkânı yeterli olmuyor. Benim imkânım olsa filografi sanatını insanlara tanıtıcı etkinlikler düzenlerim. Bu tarz kurslar hobi olarak kalmamalı. Bunu üretime geçirmek lazım. Resmi kurumların bu tarz sanata ve sanatçıya destek olmalarını bekliyoruz.

Haberin detayları için 74.sayımızı inceleyebilirsiniz.

Muhabir: Gaye Gamze Yılmaz

Galeri