Meslek Erbaplarıyla Maziye Yolculuk

Ülkemizde halen yapılmakta olan ama sayıları giderek azalan meslekler var. Kalfalıktan, ustalığa uzanan yolculukları için meslek erbaplarıyla maziye doğru bir yolculuk yaptık

Bu Gönderiyi Paylaş

Yetmişi aşkın senedir farklı kokular üretenler, ayakkabı tamir edenler, yorgan dikip işleyenler, kendini bildi bileli terzilik yapanlar, saat tamir edenler ve daha niceleri… Mesleğini el verip alanlar, mecburiyetten başlayanlar, kalfalıktan ustalığa geçen meslek erbaplarıyla maziye bir yolculuk yaptık

İzmit’in en eski esnaflarından olan Kolonyacı Hikmet’le, yarım asırdır ayakkabı tamircisi olan Mustafa Ali’yle, ‘Ben bırakmak istiyorum ama meslek beni bırakmıyor.’ diyen Yorgancı Mehmet Keskin’le, çocuk yaştan itibaren terzilik yapan Fikri Alkan’la ve üniversite mezunu saat tamircisi Metin Tan’la biraraya geldik ve meslekleri hakkında konuştuk. 

KOLONYACI HİKMET

İzmit’in en eski esnaflarından Kolonyacı Hikmet’in 1947 yılında “Ben ölürüm kokum kalır.” diyerek kurduğu Kolonyacı Hikmet ilk durağımız oluyor. 72 senedir varlığını koruyan Hikmet Kolanya’yı günümüzde çocukları işletiyor. 65 yaşında olan Letafet Sertçetin, kardeşleri ile çocukluklarından beri babalarının yanında çalıştıklarını ve çalışanlarının olmasına rağmen dükkanda durma geleneğini devam ettirdiklerini dile getiriyor.

“BABAMIN BİR KÜLTÜR YARATTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Kolonyacı Hikmet’in uzun yıllardır var olabilmesi için emek verdiklerinden bahseden Sertçetin, “Ayakta kalabilmek için yeniliklere elbette ihtiyaç var. Biz de bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Özel parfümlerimiz var. Bunun yanı sıra çeşitli renklendirmeler yapıyoruz. Vitrinlerimizi farklı konseptler ile canlı tutmaya gayret ediyoruz.” diyerek babaların yadigarı dükkanı ayakta tutmaya çalıştıklarını söylüyor. Parfüm olmadığı yıllarda, insanların parfüm yerine kolonya kullandığını belirten Sertçetin, “Babamın bu alanda bir kültür yarattığını düşünüyorum” diyor. Kolonyacı Hikmet’in başarısını babasının yarattığı kolonya kültürüyle ilişkilendiren Sertçetin, “İnsanlar bu mesleği devam ettirmemiz için bize destek oluyorlar. Ben de bu meslek devam etsin istiyorum ve bunun için gayret ediyoruz.” diyerek İzmit halkının kendilerini benimsediğini vurguluyor.

YARIM ASIRLIK AYAKKABI TAMİRCİSİ

72 yaşındaki Mustafa Ali Bey bu mesleğe 50 senesini vermiş. Şuan hala Yeni Cuma Camii’nin önünde ki ayakkabı stantlarında mesleğini icra ediyor. Bütün meslek grupları için tek bir şeyin önemli olduğunu vurgulayan Mustafa Ali Bey, “Bir insan ancak mesleğini severse mutlu olur.” dedi. Kışın iş yoğunluğunun çok az olmasından yakınan Mustafa Ali Bey, “Hava kötü olduğu zamanlarda tezgah açamıyorum. Zaten geçinebilecek durumda olsam mesleği de bırakırım. Önceden ayakkabı almak zordu. Yanımızdan geçen pek çok insan bizim burada ne iş yaptığımızı bile bilmiyor.” ifadelerini kullandı.

“MESLEK BENİ BIRAKMIYOR”

Yorgancılık mesleği hakkında sohbet ettiğimiz senelerin yorgan ustası 65 yaşındaki Mehmet Keskin, 49 senedir yorgancılık mesleğini icra ediyor. Keskin her ne kadar yorgan dikiminde maruz kaldıkları toz ve yünlerin kendileri için zorluk oluşturduğunu söylese de yıllardır bu mesleğin içinde olduğunu belirtiyor. “Ben mesleği bırakmak istiyorum ama meslek beni bırakmıyor.” diyen Keskin, yeni neslin yorgancılık mesleğini yapmak istemediğinden, işlerin az olması nedeniyle de çırak yetiştiremediklerinden yakınıyor.

TERZİLİKLE 4 ÇOCUK OKUTTU

Genç yaşta ailesini kaybeden Fikri Alkan’ın mesleğe atılması ise tamamen zorunluluktan. Terziliğe 16 yaşında iken Artvin’de başlayan Fikri Alkan, ekonomik nedenlerden dolayı okuyamayıp, terzilik yaparak kendisinden küçük olan kardeşini okutmak için çalışmaya başlıyor. Askerlik için geldiği İzmitte ise terziliği tamamen meslek ediniyor ve burada yaşamaya başlıyor. 4 çocuk babası olan 69 yaşındaki Alkan, “Çocuklarımı terzilik mesleği yaparak okuttum. Artık çocuklar bana mesleği bırak diyorlar. Mesleğimi severek yapıyorum bu yüzden bırakmayı hiç düşünmedim.” diyor. Terzilik mesleğinin günümüzde bittiğini dile getiren Alkan, “Mesleğe başladığım yıllarda hazır elbiselerin sayısı azdı. Herkes terziye gelir, kendi zevkine göre kıyafet diktirirdi. Şimdi ise dışarıda yürürken çevrenize baktığınızda aynı tip kıyafetler görüyorsunuz. Bizden sonra gelenler terziliğin gerçek anlamını bilemeyecek.” diyerek mesleğinin giderek önemini kaybetmesinden yakınıyor.

SAATÇİ CENGİZ

38 yaşında olan Metin Tan, çıraklık eğitiminden itibaren 25 yıldır saat tamir ediyor. Üniversite mezunu olan Metin Tan, saat tamirciliğinin giderek azalması ile ilgili ucuz saatlerin tamiratı etkilediğini söylüyor. Tan, “Bizleri ayakta tutan saat tamiridir. Satış her zaman olmayabilir ama tamir her zaman oluyor. Genelde yaşlı insanlar saatlerini tamir için getiriyor. “ diyerek mesleğin zor da olsa bugünlerde hala ayakta durmaya çalıştığından bahsediyor. Her saate özel olarak farklı muamele yaptığını ifade eden Tan, en küçük işlem olarak görülen pil değişiminin bile özenle yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Saat tamiri ustalarının gün geçtikçe azaldığından bahseden Metin Tan, kendisinin bu işi severek yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini vurguluyor. 

Haberin detayları için 74.sayımızı ziyaret edebilirsiniz.

Muhabir: Hülya Altıntaş

Galeri